24 Haziran 2014 Salı

Bursa gezisi 1. gün-Bursa Merkez ve Cumalıkızık



Uzun zamandır planladığımız Bursa gezisini sonunda gerçekleştirebildik. İnstagram da paylaştığım fotoğraflar çok beğeni alınca bu postu hazırlamak şart oldu. İstanbul dan Cuma gecesi Nilüfer otobüslerine binerek 3,5 saatte Cumartesi sabahı Bursaya ulaştık. Gider gitmez de terminal den en kolay ulaşım imkanı olan yere Cumalıkızık a gitmeye karar verdik. Terminalden kalkan otobüslerle yaklaşık 40 dakikalık bir yolculuk sonrasında yerimize ulaştık.



Bizim gittiğimiz gün şansımıza Ahududu festivali vardı daha bir hareketli canlıydı her yer. Meydanda ve iç sokaklarda kahvaltı yapmak için bir çok seçenek var.


Biz ise kahvaltı için bir arkadaşın tavsiyesi üzerine meşhur Kınalı Kar dizisinin çekildiği evin tam karşısında olan Taş Ev i tercih ettik.





Erken saatte gidince yer bulmakta hiç sıkıntı çekmedik. Iki kişilik kahvaltı isteyince bu güzellikleri dizdiler önümüze. Domatesinden peynirine her şeyin tamamen doğal olduğu o kadar belliydi ki lezzetleri unuttuğumuz derecede güzeldi!


Özellikle de ekstra olarak istediğimiz menemenin tadına doymak mümkün olmadı!



Kahvaltı içeriğinde gelen patates içine peynir doldurulup kızartılarak yapılan patates topları ise tek kelimeyle bir lezzet bombasıydı.




Çayı yanımıza minik demliklerle altında küçük ocağıyla getirmeleri de benim gibi çay düşkünü için bulunmaz nimet oldu.


Kahvaltımızı yaptıktan sonra kendimizi Cumalıkızık sokaklarına attık. Arnavut kaldırımlarıyla döşeli sokakların iki yanında bulunan eski, ahşap evlerden hangi birinin fotoğrafını çekeceğimi şaşırdım.




Cin çıkmazı denen bu yer ise,iki bina arasında kalan bir kişinin ancak sığabildiği daracık bir geçit. Yunanlılar köyü işgal ettiğinde halk bu geçitten geçerek dağdaki mücadele birliklerine haber uçurmaya gidiyor ve peşlerinden gelen Yunan askerleri geçite baktığında buradan geçilemeyeceğini, sonunun çıkmaz olduğunu sanıp geri dönüyorlar ve hayati tehlike ortadan kalkıyor, Yunan askerleri de bozguna uğratılıyor.


Cumalıkızık selfie si de çekmedik demeyelim :)

Arkadaşım eşşek :)




Sokakları gezmeyi bitirdikten sonra ahududu festivali alanına geciyoruz ve tadımlık ahududulardan payımıza düşenleri keyifle yiyoruz.




Meydandaki kahvelerden harika bir arka bahçesi olan bir mekana oturup keyif kahvelerimizi de içtikten sonra etkinlikler devam ederken gezi planımız doğrultusunda 14.00 aracına binerek Bursaya geri dönüyoruz.


Terminal den şehrin farklı yerlerine otobüs ve dolmuslar kalkıyor. Biz otobüsle kent meydanına geldikten sonra taksi dolmuşlarla Heykel denen merkezi semte ulaşıyoruz. Bursa da metro, tramvay, dolmuş, otobüs olarak türlü ulaşım araçları var ancak tek eksiği bu konudaki bilgilendirmenin ve yönlendirme tabelalalarının eksik olması.




Şehir merkezinde Heykel, Ulu Cami, Koza Han ve Tophane yi geziyor, Tophane Parkından şehri kuşbakışı izliyoruz.


Bursa nın eski yerleşim alanı olan 5 kapısının bulunduğu sur içine doğru yol alıyoruz.



Sokaklar adeta birer labirent, aklımıza esen yöne dalarak bilmeden gezmenin tadını çıkarıyoruz. Osman Gazi ve Orhan Gazi türbelerine de uğradıktan sonra hafiften yorulup acıktığımızı fark edip Heykel tarafına yöneliyoruz.



Yemek öncesinde Koza Han da çay içilen cafelere geçip kısa bir mola veriyoruz. Daha sonra Mekanist uygulaması ve arkadaş tavsiyesi sayesinde kendimizi Kayhan Caddesinde buluyor iskender yerine pideli köfte yemeyi tercih ediyoruz. İskender den tek farkı köfte ile yapılan pideli köfte için Yeşil Izgara Pideli Köfte mekanına oturuyoruz.


Yemeklerin lezzetiyle kendimizi bulup daha geç olmadan otele kaydımızı yaptırmaya karar veriyoruz. Gitmeden önce booking üzerinden Heykel civarındaki Grand Heykel otelde karar kılıp yer ayırtmamıza rağmen gün içinde otelden arayıp su tesisatında sıkıntı çıkması nedeniyle bizi bir başka otele yönlendirmeleri yüzünden merkezi yerde bir başka otel bulalım diye yemek yediğimiz yerden tavsiye istiyoruz. Açelya Otel önerisi alıp Mekanist ten olumlu yorumlarla da teyit etmemiz üzerine Kayhan Caddesinin biraz aşağısında olan otele eşyalarımızı bırakıyoruz. Siz de benim gibi yatmak için kullanacağım temiz olsun güvenilir olsun yeter mantığındaysanız bu otel hem ekonomik hem de merkezi olması açısından güzel bir seçim olabilir. Girişimizi yaptıktan sonra civarda bulunan Leman Kültür e giderek canlı müzik ile biraz daha dinleniyor daha sonra da ertesi gün erkenden yola çıkacak olmamız nedeniyle otelimize dönüyoruz. Yazının çok uzun olmaması açısından şimdilik sizi fotoğraflarla başbaşa bırakıyorum, ertesi günkü doğa harikası Gölyazı gezisini de bir sonraki yazımda okuyabilirsiniz ;)

2 yorum:

  1. harika bir gezi olmuş cnm. fotolar harika. mutalaka gitmek lasım :)

    YanıtlaSil
  2. terminalden cumalıkızık a gitmek için hangi otobüse bindiniz acaba ?

    YanıtlaSil