7 Mart 2012 Çarşamba

hangi KADINLARın günü?

Türkiye' de kadın olmak zor. Türkiye' de kadın olmak hala geniş bir kitle için utanılan bir durum. Orta ölçekli bir şehirde,ortalama bir kasabada yaşayan bir kız çocuğunun,bir genç kızın,bir kadının yaşadıklarını gözden geçirelim.

 İlk zamanlarda ergenlik dönemine adım atmış çocuksundur,utanırsın,saklarsın kendini,okuldaki erkek arkadaşlarından bir anda uzaklaşırsın. Yaşıtın erkekler çatallaşmış ses tonlarıyla ortalıklarla bağıra çağıra dolanırken,aileleri "oğlum koca adam oldu,erkek oldu" diye överken, sen kendi başına yaşamak zorundasındır dönüşümünü,duygu karmaşanı,kafa karışıklığını.
Yılların hızla geçmesiyle genç kız olmuşsundur,iffetine namusuna sahip çıkman gerekir,sokakta laf atan olsa,evinin önüne dadanan olsa,evine cevapsız telefonlar gelse onlar değil sensindir suçlu."Kız kuyruk sallamazsa erkek peşinden gelmez derler,demek ki işve yaptın,cilve yaptın adamlara" olur... Ailemize laf getirme,alnımıza kara leke sürme telkinleriyle atarsın her adımını.Kimbilir bu yüzden kaç yürek çarpıntını susturmuş,kaç gençlik sevdana HAYIR diyerek arkanı dönüp ağlayarak uzaklaşmışsındır.
Annenin "Aman kızım,zaman kötü kızım,kendine dikkat et kızım,oralarda kimselere inanma,kimselerin evine gitme,kimsenin verdiği içeceği içme" uyarılarıyla gönderilirsin üniversiteye.Bir yandan dalga geçerken diğer yandan sana günde beş posta izlettiği Nuri Alço filmlerinden sahneler gelir aklına,ya bana da ilaçlı gazoz içirmeye kalkarlarsa şüphesini aklından atamazsın.Türlü saçma takıntılarla hayatı kendine zorlaştırır,uyum sağlayana kadar nerde duracağını,kimle görüşeceğini bilemezsin.Üniversite aşkı mı? Sen oraya okumaya gitmişsindir,öyle aşk meşk işleriyle kafanı karıştırmaman gerekir.Aileye laf getirme,namusa leke sürmeme telkinleri;yaşın,fiziğin,geldiğin konum nedeniyle had safhaya ulaşmıştır.
Üniversiteye gittin de;peki ya seçtiğin bölümü sen mi seçtin,seçene kadar neler çektin?Mimarlık,bilgisayar mühendisliği,yoksa Mühendislik okumak mı istedin?Yahu biraz kadına yakışır işler seçsene,bak mis gibi öğretmenlik var,bir kadın için en uygun meslek öğretmenlik dimi teyzesi? "Yaaa tabi tabi,bunun doğumu vardır,eve yemek yapması vardır,var oğlu vardır,sen en iyisi öğretmenlik yaz kızım,bak bizim Aysel' in kızı öğretmen oldu,mis gibi evini de çekip çeviriyor" ... ... önerileri,geyikleri,ezberleri aile arasında,akrabalar arasında,sokak arasında uzar gider gider...

Büyük uğraşlar,çırpınışlar sonrasında üniversite bitmiş ve mesleğini eline almışsındır.Artık ekonomik özgürlüğünü ilan etmenin,kendi ayakların üzerinde tam anlamıyla durabilmenin zamanıdır. Ama o da ne?İş ilanları erkek aday şartlarıyla doludur.Bayan çalışan arayan yerleri ise,kırk kez araştırmak,kırk birinci seferde görüşmeye gitmen,sürekli diken üstünde olman gerekir.Çok duymuşsundur arkadaşlarından,yetkinliklerine değil,kaşına gözüne,bacaklarına bakılarak işe alınan,2. ayda sözlü tacizlere katlanamayıp işten ayrıldıklarını...Ben hepsiyle baş ederim diyerek bir cesaret girersin kabul edildiğin işe,bu kez iş arkadaşım dediğin adamlar,patronum dediğin adam sürekli dibindedir,sürekli huzursuz etmekte,kimbilir belki de sözlü taciz etmektedir. Yüz vermediğin için iş yerinde türlü dışlanmalara maruz kalırsın,tam bunlara katlanıyorum derken sudan bir sebepten işten çıkarıldığını görünce inanmak istemezsin.
İsyan etmez,bir şekilde düzenini oturtursun.Hayatının erkeğini bulduğunu düşünür bir yuva kurarsın.Evlilik denilen kurum içine çeker seni,kocana yüklenmiş katı ve net kurallar yokken,sana adeta bir kanuna yazılmış gibi sıkı sıkıya bağlanmış,fi tarihinden kalma sorumluluklar,görevler vardır.O esnada işini ikinci plana atman,ailene özen göstermen,çocuklarınla ilgilenmen gerekir. Kanunlar bile sadece sana doğum izni vermektedir,sadece sana süt izni vermektedir,eşinin sana destek olabilmesi için ona yönelik bir düzenleme yoktur. Tüm talepler "ne yani adam mı emzirecek sanki bebeği" şeklinde sığ düşüncelerle geri döndürülmüştür.

Hayatını sürdürürken,eğer o talihli bir kaç kadından değilsen,uğruna kendinden ödün verdiğin,uğruna kendini arka plana attığın adam,yol arkadaşın seni yarı yolda bırakır.Ya da sen bu yüke daha fazla katlanamazsın.Yola tek devam etmen gerekir,yeri gelir ihtiyaçtır,yeri gelir zorunluluktur bu karar.Ne yazık ki bu kararın da kolay kolay destek görmeyecektir. Kadınsın,bir başına ne yaparsın sorularına maruz kalır,kadın başına yalnız kalma derler.

Oysa kimsenin bilmediği bir şey vardır,sen kendini bildin bileli yalnızlığa alışkınsındır. Ultrasonda cinsiyeti KIZ tespiti yapıldığından bugüne kendi başınasındır aslında... Her türlü zorlukta,yeri gelince en büyük kazığı hem cinslerinden yiyerek yoluna devam etmişsindir. 
KADIN olmanın ne meşakkatli,ne özveri isteyen bir özellik olduğunu tek sen bilirsin,töre cinayetlerinin,tacizlerin sadece senin cinsiyetine yönelik olduğu ülkede daha bir önemsersin KADINLAR GÜNÜNÜ. Oysa Senin önemsediğin O GÜN, 8 MART değildir aslında.Sana özel düzenlemeler,sana yönelik iyileştirmeler yapılması için bir araç olarak görürsün o günü. Sesini duyurmak için bir aracı. Yüzyıllardır süren yalnızlığının son bulması, hem cins ve karşı cinslerinin aynı muameleyi görmesidir tek isteğin.


Unutmayın; KADINLAR özünde GÜÇLÜ varlıklardır,görülmesi ve değiştirilmesi gereken şey;onların GÜCÜNÜ ELİNDEN ALAN,onların GÜÇSÜZLEŞMESİNE NEDEN OLAN engellerin ortadan kaldırılmasıdır.

Tüm KADINLARIN KADINLAR GÜNÜ KUTLU OLSUN;mutsuzluklarınız,ümitsizlikleriniz sizi yıldırmasın. Bu ülkede bizim elimizin değmesiyle düzelebilecek,güzelleşecek çok fazla şey var bu ülkede.

1 yorum:

  1. yaşanası ülkemde kadın olmak zor zanaat, bunu bilenlerdeniz.

    YanıtlaSil