Saklı kalmış mükemmel bir Spa-Güzellik Merkezi!

 Siz de benim Pazartesi günleri haftaya sendromla başlayıp bütün bir haftayı o keyifsiz,isteksiz modda geçirenlerden misiniz? Ben her Pazartesi sendromun dibine iner, ancak Çarşamba gibi çıkarım indiğim derinlikten,bu sefer de hadi hafta sonu gelsin moduna girerim :)

İlk defa bu Pazar; hafta sonundan sıkılıp, hadi artık pazartesi olsa da çalışsam derken buldum kendimi. Üstelik Pazar gününü yoğun bir tempoyla geçirmeme, fazla dinlenme imkanım olmamasına rağmen, kendimi aşırı dinlenmiş hissediyordum. Sırrını sonradan fark ettim.



Cumartesi günü kendime bir güzellik yaptım ve Nişantaşı Valikonağı Caddesinde bulunan Chill Out Spa-Güzellik Merkezinde kendime vakit ayırdım. Bir şeyler yapmadan duramayan ben; tam 2 saat boyunca sadece uzandım ve kendimi ehil ellere teslim ettim. Meğer harika bir karar almışım, verdiği dinginlik,enerji hala üzerimde!

Şimdi; yaptırdığım işlemlere gelmeden önce Chill Out Spa yı bir tanıyalım kısaca.

Sahibi; Ann Marie Sabuncu uzun yıllar cruise gemilerinde spa-güzellik merkezi koordinatörü olarak çalıştıktan sonra çalıştığı gemilerde tanıştığı eşi ile evlenip 94 yılında Türkiye' ye yerleşen bir İngiliz.

Mekana girdiğinizde her şeyden önce Ann Marie nin enerjisi kendinizi iyi hissettiriyor, hepimizden çok daha güzel Türkçe konuşması, esprileri ve işinde ne denli uzman olduğunu gösteren açıklamaları ile doğru yere gelmişim dedirtiyor. İşinde öyle bir tecrübe edinmiş ki, en çok şaşırdığım şey, kendi araştırmalarım sonucu öğrendiğim bir haber oldu. Ann Marie, 99 yılında Diyarbakır' da erkeklere yönelik bir bakım hizmeti vermeye başlamış. Düşünün; metroseksüel kavramı çıkmadan çok önce hem de Diyarbakır da erkekleri bakım yaptırmaya ikna edebilen bir kadın! Ben açıkçası çok etkilendim ;)

Chill Out Spa merkezini,gemilerde çalıştığı dönemden tanıdığı ve uzun yıllardır dost olduğu Şebnem ile birlikte açmış. Merkezde neler var derseniz; öncelikle müşteriler için en iyi ürünler ve cihazların seçildiğini fark ettim. Deniz suyu içeriğine sahip olan Thalasso bakım denen Thalgo ile Bitki ve çiçek özlerinden oluşan Aroma terapi içeren Decleor ürünleri ile yapılan cilt bakımları gerçekten hayli etkili. Üstelik; diğer güzellik merkezlerinden farklı olarak; burada cilt bakımı yaptırdığınızda sırt, el-kol ve ayak masajı da yapıyorlar. Yüzünüze cilt bakımı yaparken de yine yüze masaj yapılıyor.

Merkezde yalnızca krem ve serumlarla yapılan bakımlar yok, aynı zamanda uzun yılların deneyimi ile Ann Marie nin yaptığı refleksoloji masajı var.


Ve hepsinden daha ilginç olana gelelim şimdi; Mobilift adlı bir LPG cihaz var ki, özelliklerini ilk anlattıklarında "heheh ne yani bir mucize makinası mı" demiştim. Neyse ki deneme şansım oldu. Bu Mobilift M6 adlı bu cihazın özellikleri arasında; yorgun göz altı torbalarını toparlamak, cildi sıkılaştırmak, hücreleri yenilemek, kırışıklıkları gidermek, cildi canlı ve genç tutan hyarulonic asidin harekete geçmesini sağlamak ve doğal olarak anti aging bakımı yapmak var. Anlayacağınız on parmağında on marifet olan bir cihaz. Araştırdım, Türkiye' de başka yerde yok bu cihazdan. Cildimi nasıl sıkılaştırırım, göz altı torbalarımı nasıl geçiririm, yorgun ve soluk cilde neler yapabilirim, kırışıklıklara karşı anti aging için ne yapmalı diyenlere mükemmel bir paket program sunuyorlar.

Hizmetler hakkında anlatacak çok şey var ama uzun uzun yazıp da sizleri sıkmak istemem, Chill Out web sitesinden bütün hizmetlerini detaylıca inceleyebilirsiniz.

Gelelim bana yapılan bakıma!

Öncelikle "aroma essential" adı verilen  vitamin bakımı ile yüz bakımına başladık. Kullanılan ürünler ve sürülmesi esnasında yapılan masaj o kadar rahatlatıcı ki, pek tarif edemiyorum.

Daha sonra "Aroma expert" denilen cildi besleyip dinlendiren, Decleor ürünleri ile masaja devam ettik, arkasından sırt masajı geldi ki ben orda tam anlamıyla hamur gibi yoğuruldum =) Şebnem Hanım' ın maharetli elleri ile, uzun yıllardır şikayetçi olduğum fibromiyalji ağrıları geçecek gibi görünüyor. Kas ağrıları olanlar, sürekli tutulma yaşayanlar bu masajı mutlaka denemeli.

Besleyici,nemlendiren Decleor terapi yağları ile el-kol ve ayak masajı da yapıldıktan sonra, son aşamada cildin ölü derilerden arınmasını sağlayan son bir maske yaptık. Maskenin cilde temas ettiği anda verdiği ferahlık hissi bile, bir şeylerin işe yaradığını hissettiriyor insana. Yapılan masajla da bir yandan gevşerken, diğer yandan tüm vücudunuza enerji yayıldığını hissediyorsunuz.

Masajlarım ve cilt bakımı bittikten sonra ise; mucizevi cihaz gibi anlatılan Mobilifte geçtik, ilk aşamada yüzün yalnızca bir tarafına yaptık, farkı fark etmem için aynayla yüzümü incelememi istediler ve o da nesi! Yüzümün işlem yapılan tarafı daha sıkı, elmacık kemikleri daha belirgin ve kalkıktı. İlk gördüğüm anda "hahah,doğal botoks yaptırmışım gibi oldu" tepkisini verdim. Anlatınca bir tarafı bilmem ne diş macunuyla fırçalanan yumurta testi gibi oldu ama gerçekten de çok ciddi bir fark vardı öncesi sonrası halinde.


Fotoğrafta, ortamdaki ışığın loş olması nedeniyle etki tam olarak anlaşılmıyor. Ama yine de bir fark olduğu açıkça görülüyor.

Uzatmak istemememe rağmen yine uzun bir yazı oldu, ama inanın hem benim için dolu dolu ve çok verimli geçen bir günü, hem de gizli kalmış bu harika bakım merkezini ancak bu kadar özetle anlatabildim. Chill Out Spa nın sahibesi Ann Marie Hanımla tanıştığınızda; neden bu kadar özendiğimi anlayacaksınız. Düzenli bakıma gelen seçkin müşterileri de olunca; müşterilerinin rahatının bozulmaması için, müşteri kitlesine dahi özen gösteren, kullandığı üründen yapılacak uygulamaya kadar her detayı tek tek düşünen bu kadın, başlı başına pozitif enerji yayıyor.

Gelelim müjdemize; ben bizzat test ettim, onayladım, yakın zamanda sizlere de Ann Marie ile birlikte harika bir sürprimiz olacak, beklemede kalın, siz en iyisi o sırada CHİLL OUT SPA nın web sitesini inceleyin, hizmetleri hakkında daha detaylı bilgi alın.